Sapancaspor'da Değişimin Ayak Sesleri

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.12.2017 - 00:00, Güncelleme: 22.12.2017 - 00:00 2095+ kez okundu.
 

Sapancaspor'da Değişimin Ayak Sesleri

Sapancaspor'da Değişimin Ayak Sesleri Sapancaspor’la tanıştığım tarihten bu güne ilk defa Sapancaspor futbol takımının kendi sahasında deplasmandaymış gibi muamale gördüğüne şahit oldum. Sapancalı, Sapancaspor kültüründen uzaklaşmaya başladı. Rakip takımların seyircileri kendi sahalarındaymışçasına akustiğe hakim oluyorlar, maçın gidişatına etki edebiliyorlar. İki hafta önce Zaferspor karşısında tribünlerimizde toplasanız elli kişi yoktu. Bu hafta Gebzespor ve seyircisi sanki maç Gebze’de oynanıyormuşcasının psikolojik rahatlığıyla maçı bitirdi. Sapancaspor yönetimine talip olan daha sonra yönetimi devralan kardeşlerimiz biz tribünden geliyoruz, Sapancaspor’a sahip çıkıyoruz sloganlarıyla kendilerine zemin hazırlamışlardı. Sapancaspor , Sapancamızın ciddi bir kültür birikimidir. Unutulmaya yüz tutmuş yüzlerce gelenek ve göreneğimizin arasında ayakta kalmayı başarabilmiş bir olgumuzdur. Üzülerek söylüyorum ki tribünden gelen kardeşlerimiz,  Sapancaspor’u iç saha maçlarında taraftarsız oynamaya mahkum etmiş durumdalar. Sapancaspor’u,  kendimi bildim bileli kendi sahasında bu kadar ezilirken hiç görmedim. Sapancaspor’un ekonomik gücü olmayabilir, oyuncusunun forması yırtık olabilir, imkanları imkansızlığın en üst derecesinde var olabilir, geçmişte de birçok defa aynı durumlarla karşılaşıldığı olmuştur. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın Sapancaspor kendi bağrında hiç bu kadar aciz duruma düşürülmemişti.  Geçen yıl da herkesin gözleri önünde cereyan eden birçok olumsuz vaka yaşanmış, Sapancaspor’un menfaatleri gereği kümede kalma aşamasındayken dile getirmeyi çok da uygun bulmamıştım. Tüm yaşananları bir kenara bırakıp takım kümede kaldığı için emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunmuştuk. Bu sezonun geçen sezon gibi olmayacağı çok aşikardı. Devre arasına girildiği için rahatlıkla yazıyorum. Fatih kardeşimizin oturup iyice düşünmesi lazım. Sapancaspor üç haftadır sahaya teknik direktörsüz çıkıyor. Yedek kulübesinde oyuna girecek oyuncu yok. Ben bu kadar yapabildim deyip kenara çekilmesini bilmek gerek! Birilerinin aday olup olmaması önemli değil! Kulüp kayyuma devrolsa daha iyi konumda yönetilir. Belediye bu yükü ben kaldıramıyorum derse devreye Kaymakam girer, sezon sonuna kadar herkesin ortak karar kıldığı bir ismi kulübün başına geçirir. Yönetsel manada en dip olabilecek pozisyonda dahi yeni yapılanmayla birlikte taraftar mutlak suretle tribüne gelecektir. Sapanca’da ciddi bir otorite boşluğu olduğu aşikar. Bu demek değildir ki, her isteyen istediği gibi hareket edecek.  1952 yılında kurulmuş bu kulübü, asırlık çınarı kimsenin toprağa götürmeye hakkı yok. Geçen yıl takım lig’de kalmış, kulübü yönetenlerde taraflı tarafsız her kesimden takdir almışlardı. Geçen yıl bu zamanlarda olumlu havalarda dahi Sapancaspor’un bu noktalara gelebileceğini birçok sefer yazılarımda dile getirmeyi ihmal etmemiştim. Ders çıkarılmalıdır diye defalarca yazmıştım. İlçede kimsenin hiçbir konudan hiçbir gelişmeden ders çıkarabilecek bir yanı, tarafı, özeleştiri gerçeği de yok gerçi! Bir mazoşistlik tutkusu almış başını gidiyor. Nedir bu arkadaş?  Kulüp Bal’dayken etraflıca çalınan kapılardan kendine bir karşılık bulabilir. Takım düşerse bir boşvermişlik havası çöker ve dikiş tutmayıp alt liglere doğru sökülme başlar. Bu tecrübeyi daha önce yaşadık. Kan değişikliği şart. Kulübün yönetiminde olan kardeşlerimizin bilgi, birikim, yönetsel tecrübe kapasiteleri herkesin malumu. Yöneticilerin gidip gelmesi, yönetim kurulu üyeliğinin asansör olması, oyuncuların  ikinci amatör takımı edasında türbülansta olmaları, ekonomik yetersizlikler, müsabakalara antrenörsüz ve yedek oyuncusuz çıkmalar, masöre malzemeciye sahip olunamayışı, tek kaleci ile çift kaleler yapmalar, üç tanesi inik bir tane şişik topla idmanları bitirmeler, yatakhanede kalan oyuncuların yemek problemleriyle karşı karşıya kalmaları, maaşların dağıtılamaması, Sapancaspor’un lobisiz kalışı, Sakarya basınında ligin ilk haftası ligden düşmüş kulüp ilan edilmesi, işadamlarının kulüp isminin geçtiği yerden kaçmaları gibi nedenler emin olun yönetimdeki kardeşlerimi eleştirmem için çok gerekli nedenler değildi.  Onları ciddi anlamda eleştirebileceğim tek nokta tribünlerden geldiklerini söyleyip tribünlerimizi bomboş bırakmış olmalıdır. Uzman olduklarını iddia ettikleri noktada tezlerini kendilerince çürütmüş olmalıdır. Sapancaspor, taraftarlarıyla ünlü süper lig tecrübesi olan Kasımpaşa, Başakşehir, Antep, Eskişehir, Bolu, Mersin, Karagümrük gibi kulüplerle defalarca karşı karşıya gelmiş her seferinde hem sahada hem de tribünde dişe diş karşılık vermekten geri kalmamıştı. Fatih kardeşimizin aklıselim hareket etmesini tavsiye ediyorum. Tren kaçmadan, atı alan Üsküdar’ı geçmeden Sapancaspor’un refleksler gerçekleştirebilmesi lazım.  Biz düşmek için olağanüstü mücadele verirken, Adapazarsıspor ve Karasuspor bizi düşürmemek için elinden gelen çabayı sarf ediyor. Yeni bir yapılanmayla aradaki altı puanlık fark kapatılabilir. Halen fırsat kaçmış değil. Devre arası hava değiştirilebilir. İtina ve güzelce hazırlanmış bir manifestoyla bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar anlatılır ve takımın içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmesi için kulübün önünün açılmasının gerekliliğinin üzerinde durulan bir açıklamayla spor kamuoyu bilgilendirilir. Gelecek adına da güzel bir temel inşa edilir. “Bir musibet bin nasihatten değerlidir” der atalarımız. Atasözlerinden ilham almasını bilmek gerek.  Bu hafta Gebzespor, yönetim ve taraftar bütünleşmesiyle profesyonel ligler için ne kadar ihtiyaç duyulan bir takım olduğunu hatırlattı. Mor menekşeler Sapanca’da tribün resitali sundular. Gebzespor taraftar grubu Eski Çarşı tarafından maç boyunca yapılan tezahüratlarda küfür namına hiçbir sesin yükselmemesi ve Sapancaspor futbol takımını tribüne davet edip, alkışlamaları Fair Play adına örnek bir davranış silsilesiydi. Sapancaspor’un güzel günlere güzelce hazırlanabilmesi dileğiyle. Sağlıcakla kalın.  YAZI:ERHAN TANTA  

Sapancaspor'da Değişimin Ayak Sesleri

Sapancaspor’la tanıştığım tarihten bu güne ilk defa Sapancaspor futbol takımının kendi sahasında deplasmandaymış gibi muamale gördüğüne şahit oldum. Sapancalı, Sapancaspor kültüründen uzaklaşmaya başladı. Rakip takımların seyircileri kendi sahalarındaymışçasına akustiğe hakim oluyorlar, maçın gidişatına etki edebiliyorlar. İki hafta önce Zaferspor karşısında tribünlerimizde toplasanız elli kişi yoktu. Bu hafta Gebzespor ve seyircisi sanki maç Gebze’de oynanıyormuşcasının psikolojik rahatlığıyla maçı bitirdi. Sapancaspor yönetimine talip olan daha sonra yönetimi devralan kardeşlerimiz biz tribünden geliyoruz, Sapancaspor’a sahip çıkıyoruz sloganlarıyla kendilerine zemin hazırlamışlardı. Sapancaspor , Sapancamızın ciddi bir kültür birikimidir. Unutulmaya yüz tutmuş yüzlerce gelenek ve göreneğimizin arasında ayakta kalmayı başarabilmiş bir olgumuzdur. Üzülerek söylüyorum ki tribünden gelen kardeşlerimiz,  Sapancaspor’u iç saha maçlarında taraftarsız oynamaya mahkum etmiş durumdalar. Sapancaspor’u,  kendimi bildim bileli kendi sahasında bu kadar ezilirken hiç görmedim. Sapancaspor’un ekonomik gücü olmayabilir, oyuncusunun forması yırtık olabilir, imkanları imkansızlığın en üst derecesinde var olabilir, geçmişte de birçok defa aynı durumlarla karşılaşıldığı olmuştur. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın Sapancaspor kendi bağrında hiç bu kadar aciz duruma düşürülmemişti. 

Geçen yıl da herkesin gözleri önünde cereyan eden birçok olumsuz vaka yaşanmış, Sapancaspor’un menfaatleri gereği kümede kalma aşamasındayken dile getirmeyi çok da uygun bulmamıştım. Tüm yaşananları bir kenara bırakıp takım kümede kaldığı için emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunmuştuk. Bu sezonun geçen sezon gibi olmayacağı çok aşikardı. Devre arasına girildiği için rahatlıkla yazıyorum. Fatih kardeşimizin oturup iyice düşünmesi lazım. Sapancaspor üç haftadır sahaya teknik direktörsüz çıkıyor. Yedek kulübesinde oyuna girecek oyuncu yok. Ben bu kadar yapabildim deyip kenara çekilmesini bilmek gerek! Birilerinin aday olup olmaması önemli değil! Kulüp kayyuma devrolsa daha iyi konumda yönetilir. Belediye bu yükü ben kaldıramıyorum derse devreye Kaymakam girer, sezon sonuna kadar herkesin ortak karar kıldığı bir ismi kulübün başına geçirir. Yönetsel manada en dip olabilecek pozisyonda dahi yeni yapılanmayla birlikte taraftar mutlak suretle tribüne gelecektir. Sapanca’da ciddi bir otorite boşluğu olduğu aşikar. Bu demek değildir ki, her isteyen istediği gibi hareket edecek. 

1952 yılında kurulmuş bu kulübü, asırlık çınarı kimsenin toprağa götürmeye hakkı yok. Geçen yıl takım lig’de kalmış, kulübü yönetenlerde taraflı tarafsız her kesimden takdir almışlardı. Geçen yıl bu zamanlarda olumlu havalarda dahi Sapancaspor’un bu noktalara gelebileceğini birçok sefer yazılarımda dile getirmeyi ihmal etmemiştim. Ders çıkarılmalıdır diye defalarca yazmıştım. İlçede kimsenin hiçbir konudan hiçbir gelişmeden ders çıkarabilecek bir yanı, tarafı, özeleştiri gerçeği de yok gerçi! Bir mazoşistlik tutkusu almış başını gidiyor. Nedir bu arkadaş? 

Kulüp Bal’dayken etraflıca çalınan kapılardan kendine bir karşılık bulabilir. Takım düşerse bir boşvermişlik havası çöker ve dikiş tutmayıp alt liglere doğru sökülme başlar. Bu tecrübeyi daha önce yaşadık. Kan değişikliği şart. Kulübün yönetiminde olan kardeşlerimizin bilgi, birikim, yönetsel tecrübe kapasiteleri herkesin malumu. Yöneticilerin gidip gelmesi, yönetim kurulu üyeliğinin asansör olması, oyuncuların  ikinci amatör takımı edasında türbülansta olmaları, ekonomik yetersizlikler, müsabakalara antrenörsüz ve yedek oyuncusuz çıkmalar, masöre malzemeciye sahip olunamayışı, tek kaleci ile çift kaleler yapmalar, üç tanesi inik bir tane şişik topla idmanları bitirmeler, yatakhanede kalan oyuncuların yemek problemleriyle karşı karşıya kalmaları, maaşların dağıtılamaması, Sapancaspor’un lobisiz kalışı, Sakarya basınında ligin ilk haftası ligden düşmüş kulüp ilan edilmesi, işadamlarının kulüp isminin geçtiği yerden kaçmaları gibi nedenler emin olun yönetimdeki kardeşlerimi eleştirmem için çok gerekli nedenler değildi. 

Onları ciddi anlamda eleştirebileceğim tek nokta tribünlerden geldiklerini söyleyip tribünlerimizi bomboş bırakmış olmalıdır. Uzman olduklarını iddia ettikleri noktada tezlerini kendilerince çürütmüş olmalıdır. Sapancaspor, taraftarlarıyla ünlü süper lig tecrübesi olan Kasımpaşa, Başakşehir, Antep, Eskişehir, Bolu, Mersin, Karagümrük gibi kulüplerle defalarca karşı karşıya gelmiş her seferinde hem sahada hem de tribünde dişe diş karşılık vermekten geri kalmamıştı. Fatih kardeşimizin aklıselim hareket etmesini tavsiye ediyorum. Tren kaçmadan, atı alan Üsküdar’ı geçmeden Sapancaspor’un refleksler gerçekleştirebilmesi lazım. 

Biz düşmek için olağanüstü mücadele verirken, Adapazarsıspor ve Karasuspor bizi düşürmemek için elinden gelen çabayı sarf ediyor. Yeni bir yapılanmayla aradaki altı puanlık fark kapatılabilir. Halen fırsat kaçmış değil. Devre arası hava değiştirilebilir. İtina ve güzelce hazırlanmış bir manifestoyla bugüne kadar yapılmış olan çalışmalar anlatılır ve takımın içinde bulunduğu çıkmazdan kurtulabilmesi için kulübün önünün açılmasının gerekliliğinin üzerinde durulan bir açıklamayla spor kamuoyu bilgilendirilir. Gelecek adına da güzel bir temel inşa edilir. “Bir musibet bin nasihatten değerlidir” der atalarımız. Atasözlerinden ilham almasını bilmek gerek. 

Bu hafta Gebzespor, yönetim ve taraftar bütünleşmesiyle profesyonel ligler için ne kadar ihtiyaç duyulan bir takım olduğunu hatırlattı. Mor menekşeler Sapanca’da tribün resitali sundular. Gebzespor taraftar grubu Eski Çarşı tarafından maç boyunca yapılan tezahüratlarda küfür namına hiçbir sesin yükselmemesi ve Sapancaspor futbol takımını tribüne davet edip, alkışlamaları Fair Play adına örnek bir davranış silsilesiydi. Sapancaspor’un güzel günlere güzelce hazırlanabilmesi dileğiyle. Sağlıcakla kalın. 
YAZI:ERHAN TANTA

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolgesellig.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.