Sapancaspor'da Terim Modeli

Sapancaspor'da "Terim Modeli" Sapancaspor kümede kalma mücadelesi veren Bursa ekibi Gürsu karşısında sahaya kendi geliştirmiş olduğum deyimle “Fatih Terim Modeliyle” çıktı. 9 Ekim 2016 tarihinde İzlanda ile Milli Takımımız arasında oynanan Dünya Kupası eleme maçında Milli takımımızın sahaya çıkan kadrosunu gördüğümde sosyal medya hesabımdan (Facebook) şu paylaşımı yapmıştım. Türk Milli takımı stopersiz ve forvetsiz oynuyor. Dünya futbolu nur topu gibi yeni bir sisteme sahip oldu. "Terim Modeli". Hayırlı olsun. Ekibimiz hafta içerisinde takımın en skorer oyuncusu Cihan’ı yüksek bonservis bedeliyle Çorluspora satınca, eldeki kısıtlı kadroyla sahaya çıkartılacak takımda forvet hattında kimin oynayacağı merak konusuydu. Gürsu müsabakası Sapancaspor için, Lig’de kalmayı garanti altına alabilme ve ligi üst sıralarda bitirebilme cihetinden ötürü de ciddi bir öneme sahipti.  Sapancaspor, sahaya forvetsiz çıktı. 4 – 6 – 0 modeliyle rakip defansın arkasına sarkıtılacak kanat oyuncularımızla pozisyon üretmek üzerine kurulmuştu tüm teknik, taktik, sistem ve strateji. Gürsu’nun panoramik görünümü bu takım küme düşmüş diye bas bas bağırıyordu. Sapancaspor arka alanını iyi kapatıyor fakat ileri uçta üretkenlik sağlamakta güçlük çekiyordu. Murat ve Soner oyun dinamiklerinin ateşlenmesine kıvılcım oluyor ancak 18 içinde bir türlü reaktörün  hareketlenmesine zemin hazırlayamıyorlardı. Tribünlerin heyecana kapılmadığı, tatsız tuzsuz dakikaların ilerlediği anlarda sahneye duran top ustası Levent çıktı. Fiyakalı frikik golüyle filelere adeta resim çektirdi. Jenerik gol Gürsu’nun tüm direncini alıp götürdü. Gürsulu oyuncuların motivasyonları belirgin şekilde alt üst oldu.  Spor endüstrisinin en acımasız repliği renklerine aşık yüzlerce taraftarının önünde bir alt lige düşen kulübün düştüğü durum değil de nedir! Hele ki bir de ilçe takımıysa. Gürsu ikinci yarıda oyundan tamamen düştü. Amaçsız ve hedefsiz kalan rakip karşısında sazı ele alsak da, son paslarda telleri akort etmeyi başaramadık. Üst üste bağlamada başarı sağlanamayınca notalardan çıkan farklı sesler tribünde homurdanmalara sebep oldu. Maçın oynandığı sırada saha dışı ile saha içinde yaşanan amiyane tartışmalar ilçemize hiç ama hiç yakışmadı. Futbol maçları bir nevi konserdir. Konsere gelenler keyifli dakikalar geçirmek isterler. Sezon başından beri yaşanan her türlü zorluğa ve imkansızlığa rağmen, skorun getireceği sonuçla küme düşme potasından tamamen uzaklaşılıp 2018 sezonunun hesaplarının yapılacağı dakikalarda, saha içerisindekilerin resital ve tribündekilerin ise yapılacak bu resitale tempo tutması gerektiği vakitlerde neydi bu öfke, kin, nefret, ve ihtiras?   Sevinmeyi dahi beceremiyoruz. Alkışlamak nedir onu da bilmiyoruz. Eleştirinin dozajını tutturamıyoruz. Yahu biz nereye gidiyoruz?  Terim modeliyle İzlanda karşısına çıkan milli takımımızda bir ”Levent” yoktu. Bunu belirtmeliyim. Sapancaspor bu yıl tüm engelleri, barikatları, sistemleri, klişeleri, önyargıları, peşin hükümleri yıkıp geçiyor. Tribünleri küstürmeden, kan kaybetmeden ve bu renklere gönül verenlerin kalplerini kırmadan yola devam edilmeli! Sapancasporu aldığı haklı galibiyetten ötürü tebrik ediyorum. Nilüfer karşısında alınacak puan veya puanlar ligi ilk 3 içinde bitirmenin yolunu iyice aralayacaktır. Sapancasporumuza Nilüfer karşısında başarılar diliyorum.  Sağlıcakla kalın. YAZI:ERHAN TANTA