22 Yaşında Futboldan Kopan Lejyoner

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 22.04.2020 - 00:00, Güncelleme: 22.04.2020 - 00:00 2611+ kez okundu.
 

22 Yaşında Futboldan Kopan Lejyoner

22 Yaşında Futboldan Kopan Lejyoner Fenerbahçe ve Beşiktaş altyapısında oynayan daha sonra Moldovya Süper Ligi’ne transfer olan ve Litvanya liginde boy gösteren ama 22 yaşında futbolu bırakmak zorunda kalan Çağrıhan Ağaç ile futbol hikayesini konuştuk. Çağrıhan bize kendinden ve futbola başlama öykünden bahseder misin? 7 haziran 1996 doğumluyum futbola kaç yaşında başladığımı tam olarak söyleyemesem de kendimi bildim bileli futbolu oynuyorum. İlk lisansım çıktığında Türkiye’nin bir ucunda, Gümüşhane’deydim ve futbolcu olma hayalleri kurmanın çok zor olduğu bir şehirde hayatımı sürdürmeye çalışan küçük bir çocuktum. Aynı ilde yaşayan diğer arkadaşlarıma göre avantajım abimin profesyonel futbolcu olması ve eğitimci bir ailede büyümem olmuştur. Bu gibi sebeplerin etkisiyle amatör takımda eğitim görmeye başladım ve 2007-2008 yılında birçok büyük takımın altyapısının transfer teklifine rağmen tercihimi Fenerbahçe olarak kullanarak profesyonelliğe yönelik eğitimime başladım. Bu kararı vermemin en büyük sebebi o dönemde Fenerbahçe için beni scout olarak izleyip takıma kazandırmak isteyen antrenör Semih Özü; onun gösterdiği ilgi alaka olmuştur diyebilirim. Yanı başımda Trabzonspor’un teklifine rağmen ben ve ailem, Semih Özü hocaya güvenip Fenerbahçe’ye gitmeye karar verdik. Ailem için zor bir karardı. 11 yaşında beni İstanbul’a yalnız başıma göndermek zorunda kaldılar. Biraz hızlı geçmek gerekirse 2007’den 2015 yılına kadar Fenerbahçe altyapısında 150 kadar maç oynadım, kaptanlık yaptım. 3 Türkiye ve İstanbul bölge şampiyonlukları, U15 Avrupa şampiyonluğu, U15 Dünya 5.’ciliği, aynı jenerasyon ile aynı lisede eğitim gördüğüm ve Semih Özü hocamızın beden eğitimi öğretmenimiz olduğu Kadıköy Ticaret Meslek Lisesi ile Dünya Liseler Arası Şampiyonluğu kazanmışızdır ve bunun gibi daha bir sürü hatırlayamadığım başarılar olmuştur. Yurt dışı başarıları döneminde ben ve birçok arkadaşımız, yabancı dev kulüplerden tarafından istenmiş; fakat kulüp bize bu teklifleri söylemediği için gelen hiçbir tekliften bilgimiz olmadı. Teklifler bize iş işten geçtikten sonra söylendi. Manchaster United ile İngiltere’de oynadığımız ilk gurup maçını 6-0 kazanan Fenerbahçe U15 takımından şu an Süper Lig’de oynayan hiçbir oyuncu olmaması Fenerbahçe’nin, Türk futbolunun, biz hepimizin büyük bir ayıbı, lekesidir. Bizim kendi hatalarımızı da kabul etmemiz gerek, o zaman olayın çok farkında değildik, ne bir yabancı dil biliyorduk ne de yurt dışı bağlantımız vardı. Menajerlerimiz Türkiye ile kısıtlıydı. Bu gibi noktalar genç futbolcular için çok önemli. Şu anki menajer çevrem ve yabancı dilim o zaman olsa herhalde hiç çekinmeden 15 yaşımda yurt dışına kaçar giderdim. Bu gibi başarılardan sonra bu altın jenerasyon Fenerbahçe yönetimi tarafından iyi kontrol edilemedi ve dağıtıldı, küstürüldü. Şu an 2. ve 3 liglerde, hatta amatör liglerde oynayanlarımız var ve bu çok üzücü. 2015 yılında Fenerbahçe’den ayrılma kararını verdim fakat beni isteyen 2. ve 3. lig takımlarının birçoğu ile görüştüğümde Fenerbahçe gibi Türkiye’nin dev takımlarından biri benden, 3. ve 2. lig takımlarına giderken, yetiştirme bedeli adı altında 200 bin TL gibi paralar istedi. O zaman Şenol Çorlu’nun yerine yeni göreve gelmiş olan altyapı sorumlusu bu parayı benden ve benim durumumda olan birçok arkadaşımdan Fenerbahçe kulübü adına istedi, bu para yoksa futbol hayatınız bitiyorsa bitsin gibi tavır sergilendi. Düşünün 17-18 yaşındasın, büyük hayaller ile geldiğin altyapıdan A takıma gidip geliyorsun ama sonunda A takımda kalamıyorsun, futbol hayatına devam etmek, para kazanmak için 2. veya 3. lige gitmeye razı oluyorsun, 5-10-20 bin TL gibi paraları kabul ediyorsun, yeter ki maç oynayayım, profesyonel hayatıma başlayayım diyorsun; ama birisi geliyor, Fenerbahçe adına senden 100-200 bin TL para istiyor, yoksa lisansını vermem ne yaparsan yap diyor. Yorum sizin… Bu gibi sebeplerden dolayı 2015’te amatör olarak Beşiktaş U21, yani paf takımına katıldım. Şimdi Adanaspor Sportif Direktörü olan Emrah Bayraktar ve takım sorumlumuz Cem hocamızın isteği üzerine Beşiktaş gibi büyük bir camianın 1 yıl formasını giydim, U21 ile maç oynayıp A takım ile antrenman yaptım, Nevzat Demir tesislerinde yaşadım. Bu büyük camianın ekmeğini, havasını tattım ve bundan onur duydum. Moldova ve yurt dışı transferlerin nasıl gerçekleşti ? 2016 yılında Türkiye’den 2. ve 3. ligden teklif olmasına rağmen, çok ilginç bir karar alarak, amatör durumdayken, bahsettiğim üzere Fenerbahçe’nin benden yetiştirme bedeli istemesi sonrası ben de farklı bir karar alarak; Moldova Süper Lig takımlarından FC Saxan takımının beni istemesi sonucu o zamanki lisans statüsünde, amatör oyuncunun 18 yaşından sonra yurt dışına transferi durumunda yetiştirme bedelinde zorluk çıkmamasını avantaj olarak görerek, Moldova Süper Ligi’ne transfer oldum. Tabii ki bu kararı vermemin en büyük sebebi gittiğim FC Saxan takımının UEFA eleme oynamaya hak kazanmış olmasıdır. Moldova Süper Liginde 18 yaşımda iken ülkemi temsil ettim, 25 maçta oynadım. Sezon biter bitmez o dönem Türkiye’de 2. ligde başarılı sezon geçiren İstanbulspor’dan transfer teklifi aldım ve kabul ettim. İstanbulspor kariyerim çok iyi geçmedi, hatta hayatımın dönüm noktası oldu. Yurt dışında hayatımı devam ettirirken, birçok teklif varken Türkiye’ye dönmek ve kötü 1 sezon geçirmek futbol hayatıma büyük darbe vurdu. Kötü bir sezondan sonra tekrar yurt dışından teklif gelince tercihimi Litvanya 1. lig ekibi FK Palanga’dan yana kullandım. Başarılı oldum, 1. ligde şampiyon olduk, Süper Lig’e çıktık. Süper Lig’e çıktıktan sonraki sezon devre arasında takımdan ayrıldım. Türkiye’den birçok takım teklif yaptı ama ben hiçbirini kabul etmedim, Türkiye’ye dönmek istemedim. Daha sonra yurt dışında birçok ülkenin takımlarından teklif almış olmam ve benim fevri hakaretlerim, Litvan takımımdaki başkanım ile aramın bozulmasına sebep oldu ve sezon ortası yollarımızı ayırdık. Türkiye’ye dönmek zorunda kaldım 1. lig, 2.lig ve 3. lig gibi birçok takımdan güzel teklifler aldım, hatta kampına katıldığım takım da oldu; fakat sözleşmede konuşulan hiçbir madde yerine getirilemedi ve verilen sözler tutulmadığı için kampı terk ederek ayrıldım. Ve sezon başladı; verilen sözlerin tutulmaması, transfer için konuşulan rakamların artık asgari ücret seviyesine gelmesi nedeni ile gelen bütün teklifleri reddederek 22 yaşında futbolu bırakma kararı aldım. Futbolu bıraktıktan sonra en son forma giydiğim Finlandiya’da yaşamaya başladım, ayrıca eğitim hayatıma bu ülkede devam ediyorum. Bir yandan da profesyonel anlamda oyuncu menajerliği yapmaya başladım. Türk futboluna yabancı oyuncuları kazandırma çalışıyorum. Son sözlerini alalım. Futbol sadece Süper Lig veya 1. ligden ibaret değil, özellikle 3. lig ve Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden birçok futbolcu acı çekiyor. Sözleşmelerdeki boşluklar nedeni ile birçok oyuncu, sezonu konuşulan rakamların 1/10 gibi rakamlara kapatıyor. TFF alt liglere el uzatmadığı, sponsorluklar verilmediği sürece kulüpler oyunculara ödeme yapamayacak duruma gelecek. Süper Lig takımlarının altyapılara daha çok önem vermesi gerektiğini bugün daha çok anlıyoruz, çünkü birçok kulüp borç batağında. Umarım bundan sonra altyapı oyuncuları bizlerin yaşamış olduğu zorlukları yaşamaz ve hak ettikleri değeri görürler. Haber:Haydar Bulaca-Plasedergi.com

22 Yaşında Futboldan Kopan Lejyoner

Fenerbahçe ve Beşiktaş altyapısında oynayan daha sonra Moldovya Süper Ligi’ne transfer olan ve Litvanya liginde boy gösteren ama 22 yaşında futbolu bırakmak zorunda kalan Çağrıhan Ağaç ile futbol hikayesini konuştuk.

Çağrıhan bize kendinden ve futbola başlama öykünden bahseder misin?

7 haziran 1996 doğumluyum futbola kaç yaşında başladığımı tam olarak söyleyemesem de kendimi bildim bileli futbolu oynuyorum.

İlk lisansım çıktığında Türkiye’nin bir ucunda, Gümüşhane’deydim ve futbolcu olma hayalleri kurmanın çok zor olduğu bir şehirde hayatımı sürdürmeye çalışan küçük bir çocuktum. Aynı ilde yaşayan diğer arkadaşlarıma göre avantajım abimin profesyonel futbolcu olması ve eğitimci bir ailede büyümem olmuştur.

Bu gibi sebeplerin etkisiyle amatör takımda eğitim görmeye başladım ve 2007-2008 yılında birçok büyük takımın altyapısının transfer teklifine rağmen tercihimi Fenerbahçe olarak kullanarak profesyonelliğe yönelik eğitimime başladım.

Bu kararı vermemin en büyük sebebi o dönemde Fenerbahçe için beni scout olarak izleyip takıma kazandırmak isteyen antrenör Semih Özü; onun gösterdiği ilgi alaka olmuştur diyebilirim. Yanı başımda Trabzonspor’un teklifine rağmen ben ve ailem, Semih Özü hocaya güvenip Fenerbahçe’ye gitmeye karar verdik.

Ailem için zor bir karardı. 11 yaşında beni İstanbul’a yalnız başıma göndermek zorunda kaldılar.

Biraz hızlı geçmek gerekirse 2007’den 2015 yılına kadar Fenerbahçe altyapısında 150 kadar maç oynadım, kaptanlık yaptım. 3 Türkiye ve İstanbul bölge şampiyonlukları, U15 Avrupa şampiyonluğu, U15 Dünya 5.’ciliği, aynı jenerasyon ile aynı lisede eğitim gördüğüm ve Semih Özü hocamızın beden eğitimi öğretmenimiz olduğu Kadıköy Ticaret Meslek Lisesi ile Dünya Liseler Arası Şampiyonluğu kazanmışızdır ve bunun gibi daha bir sürü hatırlayamadığım başarılar olmuştur. Yurt dışı başarıları döneminde ben ve birçok arkadaşımız, yabancı dev kulüplerden tarafından istenmiş; fakat kulüp bize bu teklifleri söylemediği için gelen hiçbir tekliften bilgimiz olmadı. Teklifler bize iş işten geçtikten sonra söylendi.

Manchaster United ile İngiltere’de oynadığımız ilk gurup maçını 6-0 kazanan Fenerbahçe U15 takımından şu an Süper Lig’de oynayan hiçbir oyuncu olmaması Fenerbahçe’nin, Türk futbolunun, biz hepimizin büyük bir ayıbı, lekesidir. Bizim kendi hatalarımızı da kabul etmemiz gerek, o zaman olayın çok farkında değildik, ne bir yabancı dil biliyorduk ne de yurt dışı bağlantımız vardı. Menajerlerimiz Türkiye ile kısıtlıydı. Bu gibi noktalar genç futbolcular için çok önemli. Şu anki menajer çevrem ve yabancı dilim o zaman olsa herhalde hiç çekinmeden 15 yaşımda yurt dışına kaçar giderdim.

Bu gibi başarılardan sonra bu altın jenerasyon Fenerbahçe yönetimi tarafından iyi kontrol edilemedi ve dağıtıldı, küstürüldü. Şu an 2. ve 3 liglerde, hatta amatör liglerde oynayanlarımız var ve bu çok üzücü.

2015 yılında Fenerbahçe’den ayrılma kararını verdim fakat beni isteyen 2. ve 3. lig takımlarının birçoğu ile görüştüğümde Fenerbahçe gibi Türkiye’nin dev takımlarından biri benden, 3. ve 2. lig takımlarına giderken, yetiştirme bedeli adı altında 200 bin TL gibi paralar istedi. O zaman Şenol Çorlu’nun yerine yeni göreve gelmiş olan altyapı sorumlusu bu parayı benden ve benim durumumda olan birçok arkadaşımdan Fenerbahçe kulübü adına istedi, bu para yoksa futbol hayatınız bitiyorsa bitsin gibi tavır sergilendi. Düşünün 17-18 yaşındasın, büyük hayaller ile geldiğin altyapıdan A takıma gidip geliyorsun ama sonunda A takımda kalamıyorsun, futbol hayatına devam etmek, para kazanmak için 2. veya 3. lige gitmeye razı oluyorsun, 5-10-20 bin TL gibi paraları kabul ediyorsun, yeter ki maç oynayayım, profesyonel hayatıma başlayayım diyorsun; ama birisi geliyor, Fenerbahçe adına senden 100-200 bin TL para istiyor, yoksa lisansını vermem ne yaparsan yap diyor. Yorum sizin…

Bu gibi sebeplerden dolayı 2015’te amatör olarak Beşiktaş U21, yani paf takımına katıldım. Şimdi Adanaspor Sportif Direktörü olan Emrah Bayraktar ve takım sorumlumuz Cem hocamızın isteği üzerine Beşiktaş gibi büyük bir camianın 1 yıl formasını giydim, U21 ile maç oynayıp A takım ile antrenman yaptım, Nevzat Demir tesislerinde yaşadım. Bu büyük camianın ekmeğini, havasını tattım ve bundan onur duydum.

Moldova ve yurt dışı transferlerin nasıl gerçekleşti ?

2016 yılında Türkiye’den 2. ve 3. ligden teklif olmasına rağmen, çok ilginç bir karar alarak, amatör durumdayken, bahsettiğim üzere Fenerbahçe’nin benden yetiştirme bedeli istemesi sonrası ben de farklı bir karar alarak; Moldova Süper Lig takımlarından FC Saxan takımının beni istemesi sonucu o zamanki lisans statüsünde, amatör oyuncunun 18 yaşından sonra yurt dışına transferi durumunda yetiştirme bedelinde zorluk çıkmamasını avantaj olarak görerek, Moldova Süper Ligi’ne transfer oldum. Tabii ki bu kararı vermemin en büyük sebebi gittiğim FC Saxan takımının UEFA eleme oynamaya hak kazanmış olmasıdır.

Moldova Süper Liginde 18 yaşımda iken ülkemi temsil ettim, 25 maçta oynadım. Sezon biter bitmez o dönem Türkiye’de 2. ligde başarılı sezon geçiren İstanbulspor’dan transfer teklifi aldım ve kabul ettim. İstanbulspor kariyerim çok iyi geçmedi, hatta hayatımın dönüm noktası oldu. Yurt dışında hayatımı devam ettirirken, birçok teklif varken Türkiye’ye dönmek ve kötü 1 sezon geçirmek futbol hayatıma büyük darbe vurdu.

Kötü bir sezondan sonra tekrar yurt dışından teklif gelince tercihimi Litvanya 1. lig ekibi FK Palanga’dan yana kullandım. Başarılı oldum, 1. ligde şampiyon olduk, Süper Lig’e çıktık. Süper Lig’e çıktıktan sonraki sezon devre arasında takımdan ayrıldım. Türkiye’den birçok takım teklif yaptı ama ben hiçbirini kabul etmedim, Türkiye’ye dönmek istemedim. Daha sonra yurt dışında birçok ülkenin takımlarından teklif almış olmam ve benim fevri hakaretlerim, Litvan takımımdaki başkanım ile aramın bozulmasına sebep oldu ve sezon ortası yollarımızı ayırdık. Türkiye’ye dönmek zorunda kaldım 1. lig, 2.lig ve 3. lig gibi birçok takımdan güzel teklifler aldım, hatta kampına katıldığım takım da oldu; fakat sözleşmede konuşulan hiçbir madde yerine getirilemedi ve verilen sözler tutulmadığı için kampı terk ederek ayrıldım.

Ve sezon başladı; verilen sözlerin tutulmaması, transfer için konuşulan rakamların artık asgari ücret seviyesine gelmesi nedeni ile gelen bütün teklifleri reddederek 22 yaşında futbolu bırakma kararı aldım. Futbolu bıraktıktan sonra en son forma giydiğim Finlandiya’da yaşamaya başladım, ayrıca eğitim hayatıma bu ülkede devam ediyorum. Bir yandan da profesyonel anlamda oyuncu menajerliği yapmaya başladım. Türk futboluna yabancı oyuncuları kazandırma çalışıyorum.

Son sözlerini alalım.

Futbol sadece Süper Lig veya 1. ligden ibaret değil, özellikle 3. lig ve Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden birçok futbolcu acı çekiyor. Sözleşmelerdeki boşluklar nedeni ile birçok oyuncu, sezonu konuşulan rakamların 1/10 gibi rakamlara kapatıyor. TFF alt liglere el uzatmadığı, sponsorluklar verilmediği sürece kulüpler oyunculara ödeme yapamayacak duruma gelecek. Süper Lig takımlarının altyapılara daha çok önem vermesi gerektiğini bugün daha çok anlıyoruz, çünkü birçok kulüp borç batağında. Umarım bundan sonra altyapı oyuncuları bizlerin yaşamış olduğu zorlukları yaşamaz ve hak ettikleri değeri görürler.

Haber:Haydar Bulaca-Plasedergi.com

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolgesellig.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.