Kırşehirspor’un Altın Çocuğu Turan Koçak

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.06.2017 - 00:00, Güncelleme: 28.06.2017 - 00:00 3151+ kez okundu.
 

Kırşehirspor’un Altın Çocuğu Turan Koçak

KIRŞEHİRSPOR’UN ALTIN ÇOCUĞU TURAN KOÇAK Kırşehirspor’a yıllarını veren bir isim Turan Koçak. “bolgesellig.com sitesi ve Ahi Yurdu Kırşehir” Gazetesi olarak emek veren futbolcuları bir bir tanıtmaya devam ediyor. “bolgesellig.com sitesi ve AHİ Yurdu Kırşehir” gazetesi olarak Kırşehirspor’da futbolcu olarak hizmet veren ve bugün futbol yaşamına son vererek köşesine çekilenler tanıtmaya bu sayıda da devam ediyoruz. Bugünkü konuğumuz Kırşehir’de herkesin ”Sarı Turan” ya da “Altın çocuk” dediği Turan Koçak… TURAN KOÇAK’I KISACA TANIYALIM 1945 yılında Kırşehir’in Karacaören köyünde doğan Turan Koçak, ilkokulu Karacaören’de bitirdi. Sonra Sanat Okulunun imtihanlarına girdim ve kazanarak Sanat okuluna öğrenim görmeye başladı. Sanat Okulu’nun sportif faaliyetinin Voleybol Basketbol, Futbol ve Maraton koşusunda birinciliği var. Voleybol basketbol, futbol takımlarının kaptanlığı yaptı. Sanat okulunda okurken, Malyaspor futbol takımı için bana teklifte bulundu, fakat Kılıçözüspor bunu duyunca hocalarını devreye sokarak Turan Koçak Kılıçözüspor’a aldı. İsterseniz futbol hayatının diğer bölümünü Turan kocçak’ın kendisinden dinleyelim: “Kılıçözüspor’da, Sanat Okulu bitene kadar bu takımın formasını giydim. Sanat Okulu’nu bitirdikten sonra Kütahya Tunçbilek fabrikasına gittim. Orada futbol oynarken, beni beğendiler ve Tavşanlı Linyitspor’a transfer oldum. 2 sene bu takımda oynadım. Daha sonra askerlik hizmeti için Sivas’a gittim. 2 aylık dağıtım izninden sonra Erzurum 9. Kolordu Komutanlığı emrine girdim. Burada sporcu olanları topluyorlardı. Beni de yanlarına çağırarak baktılar ve Erzurum Karagücü’ne seçtiler. Askerlik müddetimce Erzurum Karagücü’nde futbol oynadım. Bu arada Erzurum karmasına da seçtiler. “Çeşitli illere maç yapmaya gittik. Askerlikten terhis olduktan sonra, Kırşehir’e geldiğimde, Yıldızspor’a girdim. Oradan da Cemal Altunsaray’ın girişimleri sonunda Kırşehirspor kuruldu. Kırşehirspor’a lisansım çıkartılarak futbol hayatıma devam ettim. Kırşehirspor’da Muhittin Kıpçak hoca olarak getirildi. Muhittin hocanın gelmesiyle birlikte bende yeşil-beyazlı formayla takım kaptanı olarak görev yaptım. “Kırşehirspor formasıyla benimde kaptan olmamdan ötürü çok iyi sezonlar ve başarılı maçların altına imza attık. Hatta Kırşehir halkı beni ‘Altın Çocuk’ lakabıyla onurlandıralar. Bu taraftarların bana ilgisi bana maçlara doping etkisi yarattım. O dakikadan sonra taraftarların Kırşehirspor’a ve bana olan ilgisi son derece mutlu etti. Bu durum karşısında takım kaptanı olarak, arkadaşlarıma hep morali ben verdim. Sonuç olarak 1969-1974 yılları arasında unutamadığım sezonlar yaşadım. “Kırşehirspor’da oynadığım dönem içinde bana Elazıspor ve Ankaragücü takımlarından teklif geldi. Fakat bu gelen teklifi yeşil-beyazlı yöneticiler bana bildirmediler. Bana bildirmedikleri gibi yöneticiler, ‘Bu futbolcu Kırşehirli, yüklü parada verseniz gitmez’ diyerek reddiler. Zaten Turan bir kurumda çalışan memur demişler. Bu 4 senelik Kırşehirspor macerasının ardından Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’nde çalışırken, Niğde’ye tayinim çıktı. Tayinim çıkması beni son derece üzdü. Beni üzdüğü kadar taraftarlarımız da üzdü. Bu bir görev olduğundan mecburen Niğde’nin yolunu tutum. Sporu ve hatta futbolu seven biri olarak orada da boş durmadım ve Gaziantep’te düzenlenen Antrerörlük seminerine katıldım. Gaziantep’te UEFA C belgesini elime alarak Niğde’ye döndüm. Bu ara Niğbaşspor’un Müdürü ismini hatırlayamadığım büyüğüm beni Niğdespor’un sahasında yakaladı ve ayaküstü tanıştık. Tabiki konuşurken, kendisinin Kırşehirli olduğunu bilmiyordum. Ayaküstü konuşurken öğrendim. Parlak futbolculuk kariyeri olan birinin antrenörlüktede başarılı olacağını düşündüğünden beni Niğbaşspor’un antrenörü olarak göreve getirdi. İlk hocalık kariyerimde gençlere önem verdim. Onları kötü alışkanlıklar elde etmemesi için futbol oynamaya davet ettim. Sağolsunlar bu çağrımız karşısında yoğun bir talip oldu ve Niğdespor’un profesyonel takım olmasına rağmen bizleri tercih ettiler. Bu süre içerisinde bir çok gençleri a takım bünyesine kazandırdık. Sonuç olarak 2 yıl üst üste amatör kümede takımı yoktan var ederek şampiyon yaptık. Tüm Niğde halkının gözü hep üstümüzdeydi. Bu ilginin ve alakayla bizlerde işimize dört elle sarıldık. “Yani bir nevi hem kurumda görevli memur olarak Niğde’de hizmet veriyorum, hemde mesai sonunda Vali beyin onayı ile antrenörlük hayatımıza devam ediyorduk. 1987-1991 yılları arasında 4 sene Niğde’de göre yaptım ve 1991 yazında Kırşehir’e geri tayin oldum. Kısa bir süre futbola ara verdikten sonra Kırşehirspor’un alt yapısında görev yapmaya başladık. Kırşehirspor’dan sonra şu anda Yanıklar Halı Sahanın sahibi Kenan Yanık’ın kurduğu ve 2. Amatör kümede boy gösteren Ahi Birlikspor’a antrenör olarak başladım. 1 yıl çalıştırdığımız bu takımda antrenörlük yaptıktan sonra aktif futbol hayatımı noktaladım. Şu sıralarda sadece futbolu televizyon ve ara sıra statlarda takip ediyorum. 1969 yılından buyana gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı Kırşehir halkına şükranlarımı sunuyorum. “İKİ OĞLUM DA BEDEN EĞİTİM ÖĞRETMENİ” “1968 yılında Ayşe Çalışkan ile hayatını birleştiren Turan Koçak’ın bu evliliğinden dört çocuğu oldu. Bu dört çocuğun ikisi kız, ikisi de erkek olarak dünyaya geldi. İki erkek çocuğun Beden Eğitim Öğretmeni olarak hizmet etmeye devam ediyor. Hakan Koçak şuanda Endüstri Meslek Lisesi’nde görev yaparken, bir diğer kardeşi Deniz Koçak ise Cacabey Ortaokulu’nda öğretmenlik hayatına devam ediyorlar. Bir çok kez farklı takımlarda göre yaparak Kırşehir gençlerine önem veren bu iki, şu sıralarda sadece Hakan Koçak, genç çocuklar futbol öğretiyor. ***UNUTAMADIĞI ANILARI… ALTINDAĞ’DA ATTIĞIM GOL… Başkent Ankara’da Altındağspor ile maç yaparken, yaklaşık 40-50 metreden savunmadan bana top geldi. Topu kontrol edip 5-10 metre sürdükten sonra olanca gücümle topa vurdum. Top üst direkten döndü ve şansımın yardımıyla tekrar top bana geldi. Rüzgârında etkisiyle ikinci kez topa vurduğumda bu kez top ağlar buluştu. Bu zorlu deplasmandan benim bu golümle galip geldik. Attığım bu gol hem takımıza bu zorlu karşılaşmadan 3 puanla dönmemize vesile olurken, hemde beni çok mutlu etti. Sonuçta takımımızın galibiyet golünün benim ayağımdan gelmesi beni son derece mutlu etti. ELAZIĞSPOR’A İLK YENİLGİYİ BİZ TATTIRMIŞTIK Yine Kırşehir Ahi Stadı’nda oynanan Elazığspor maçında çok başarılı bir müsabaka çıkardım. O zamanın Elazığspor yenilgi yüzü dahi görmemişti. Rakip takım sahaya adım atar atmaz böyle kalabalık taraftar kitlesini bir arada görmemişti. Maça gelecek olursak, çok iyi bir maç çıkardım diyebiliriz. Karşılaşma 2- 0 galibiyetimiz ile sonuçlandı. Bu karşılaşmada atılan 2 golün asistini ben yaptım. En önemlisi de namağlup Elazığspor’a ilk yenilgiyi biz tattırmıştık. Taraftarlar 2 gol atan futbolcudan ziyade beni yanlarına çağırarak sevgi gösterisinde bulundular. Buda benim hayatım boyunca unutamadığım anılardan bir tanesidir. Bazen arkamı dönüp baktığımda keşke elimizde sihirli bir değnek olsa da o senelere geri dönsek. Maalesef öyle bir şansımız yok. Sadece bu anı olarak ölünceye kadar hafızlarda kalacak. (Haber-Fotoğraflar: Salih HANÇER/Kırşehir)  

KIRŞEHİRSPOR’UN ALTIN ÇOCUĞU TURAN KOÇAK

Kırşehirspor’a yıllarını veren bir isim Turan Koçak. “bolgesellig.com sitesi ve Ahi Yurdu Kırşehir” Gazetesi olarak emek veren futbolcuları bir bir tanıtmaya devam ediyor.

“bolgesellig.com sitesi ve AHİ Yurdu Kırşehir” gazetesi olarak Kırşehirspor’da futbolcu olarak hizmet veren ve bugün futbol yaşamına son vererek köşesine çekilenler tanıtmaya bu sayıda da devam ediyoruz. Bugünkü konuğumuz Kırşehir’de herkesin ”Sarı Turan” ya da “Altın çocuk” dediği Turan Koçak…

TURAN KOÇAK’I KISACA TANIYALIM

1945 yılında Kırşehir’in Karacaören köyünde doğan Turan Koçak, ilkokulu Karacaören’de bitirdi. Sonra

Sanat Okulunun imtihanlarına girdim ve kazanarak Sanat okuluna öğrenim görmeye başladı. Sanat

Okulu’nun sportif faaliyetinin Voleybol Basketbol, Futbol ve Maraton koşusunda birinciliği var. Voleybol basketbol, futbol takımlarının kaptanlığı yaptı.

Sanat okulunda okurken, Malyaspor futbol takımı için bana teklifte bulundu, fakat Kılıçözüspor bunu duyunca hocalarını devreye sokarak Turan Koçak Kılıçözüspor’a aldı.

İsterseniz futbol hayatının diğer bölümünü Turan kocçak’ın kendisinden dinleyelim:

“Kılıçözüspor’da, Sanat Okulu bitene kadar bu takımın formasını giydim. Sanat Okulu’nu bitirdikten sonra Kütahya Tunçbilek fabrikasına gittim. Orada futbol oynarken, beni beğendiler ve Tavşanlı

Linyitspor’a transfer oldum. 2 sene bu takımda oynadım. Daha sonra askerlik hizmeti için Sivas’a gittim. 2 aylık dağıtım izninden sonra Erzurum 9. Kolordu Komutanlığı emrine girdim. Burada sporcu olanları topluyorlardı. Beni de yanlarına çağırarak baktılar ve Erzurum Karagücü’ne seçtiler. Askerlik müddetimce Erzurum Karagücü’nde futbol oynadım. Bu arada Erzurum karmasına da seçtiler.

“Çeşitli illere maç yapmaya gittik. Askerlikten terhis olduktan sonra, Kırşehir’e geldiğimde,

Yıldızspor’a girdim. Oradan da Cemal Altunsaray’ın girişimleri sonunda Kırşehirspor kuruldu.

Kırşehirspor’a lisansım çıkartılarak futbol hayatıma devam ettim. Kırşehirspor’da Muhittin Kıpçak hoca olarak getirildi. Muhittin hocanın gelmesiyle birlikte bende yeşil-beyazlı formayla takım kaptanı olarak görev yaptım.

“Kırşehirspor formasıyla benimde kaptan olmamdan ötürü çok iyi sezonlar ve başarılı maçların altına imza attık. Hatta Kırşehir halkı beni ‘Altın Çocuk’ lakabıyla onurlandıralar. Bu taraftarların bana ilgisi

bana maçlara doping etkisi yarattım.

O dakikadan sonra taraftarların Kırşehirspor’a ve bana olan ilgisi son derece mutlu etti. Bu durum karşısında takım kaptanı olarak, arkadaşlarıma hep morali ben verdim. Sonuç olarak 1969-1974 yılları arasında unutamadığım sezonlar yaşadım.

“Kırşehirspor’da oynadığım dönem içinde bana Elazıspor ve Ankaragücü takımlarından teklif geldi.

Fakat bu gelen teklifi yeşil-beyazlı yöneticiler bana bildirmediler. Bana bildirmedikleri gibi yöneticiler,

‘Bu futbolcu Kırşehirli, yüklü parada verseniz gitmez’ diyerek reddiler. Zaten Turan bir kurumda çalışan memur demişler.

Bu 4 senelik Kırşehirspor macerasının ardından Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’nde çalışırken, Niğde’ye tayinim çıktı. Tayinim çıkması beni son derece üzdü. Beni üzdüğü kadar taraftarlarımız da üzdü. Bu bir görev olduğundan mecburen Niğde’nin yolunu tutum. Sporu ve hatta futbolu seven biri olarak orada da boş durmadım ve Gaziantep’te düzenlenen Antrerörlük seminerine katıldım.

Gaziantep’te UEFA C belgesini elime alarak Niğde’ye döndüm. Bu ara Niğbaşspor’un Müdürü ismini hatırlayamadığım büyüğüm beni Niğdespor’un sahasında yakaladı ve ayaküstü tanıştık. Tabiki konuşurken, kendisinin Kırşehirli olduğunu bilmiyordum. Ayaküstü konuşurken öğrendim. Parlak futbolculuk kariyeri olan birinin antrenörlüktede başarılı olacağını düşündüğünden beni Niğbaşspor’un antrenörü olarak göreve getirdi.

İlk hocalık kariyerimde gençlere önem verdim. Onları kötü alışkanlıklar elde etmemesi için futbol oynamaya davet ettim. Sağolsunlar bu çağrımız karşısında yoğun bir talip oldu ve Niğdespor’un profesyonel takım olmasına rağmen bizleri tercih ettiler. Bu süre içerisinde bir çok gençleri a takım bünyesine kazandırdık. Sonuç olarak 2 yıl üst üste amatör kümede takımı yoktan var ederek şampiyon yaptık. Tüm Niğde halkının gözü hep üstümüzdeydi. Bu ilginin ve alakayla bizlerde işimize dört elle sarıldık.

“Yani bir nevi hem kurumda görevli memur olarak Niğde’de hizmet veriyorum, hemde mesai sonunda

Vali beyin onayı ile antrenörlük hayatımıza devam ediyorduk. 1987-1991 yılları arasında 4 sene

Niğde’de göre yaptım ve 1991 yazında Kırşehir’e geri tayin oldum.

Kısa bir süre futbola ara verdikten sonra Kırşehirspor’un alt yapısında görev yapmaya başladık.

Kırşehirspor’dan sonra şu anda Yanıklar Halı Sahanın sahibi Kenan Yanık’ın kurduğu ve 2. Amatör

kümede boy gösteren Ahi Birlikspor’a antrenör olarak başladım. 1 yıl çalıştırdığımız bu takımda antrenörlük yaptıktan sonra aktif futbol hayatımı noktaladım. Şu sıralarda sadece futbolu televizyon ve ara sıra statlarda takip ediyorum.

1969 yılından buyana gösterdikleri ilgi ve alakadan dolayı Kırşehir halkına şükranlarımı sunuyorum.

“İKİ OĞLUM DA BEDEN EĞİTİM ÖĞRETMENİ”

“1968 yılında Ayşe Çalışkan ile hayatını birleştiren Turan Koçak’ın bu evliliğinden dört çocuğu oldu. Bu dört çocuğun ikisi kız, ikisi de erkek olarak dünyaya geldi. İki erkek çocuğun Beden Eğitim Öğretmeni olarak hizmet etmeye devam ediyor.

Hakan Koçak şuanda Endüstri Meslek Lisesi’nde görev yaparken, bir diğer kardeşi Deniz Koçak ise

Cacabey Ortaokulu’nda öğretmenlik hayatına devam ediyorlar. Bir çok kez farklı takımlarda göre yaparak Kırşehir gençlerine önem veren bu iki, şu sıralarda sadece Hakan Koçak, genç çocuklar futbol öğretiyor.

***UNUTAMADIĞI ANILARI…

ALTINDAĞ’DA ATTIĞIM GOL…

Başkent Ankara’da Altındağspor ile maç yaparken, yaklaşık 40-50 metreden savunmadan bana top geldi. Topu kontrol edip 5-10 metre sürdükten sonra olanca gücümle topa vurdum. Top üst direkten döndü ve şansımın yardımıyla tekrar top bana geldi. Rüzgârında etkisiyle ikinci kez topa vurduğumda bu kez top ağlar buluştu. Bu zorlu deplasmandan benim bu golümle galip geldik. Attığım bu gol hem takımıza bu zorlu karşılaşmadan 3 puanla dönmemize vesile olurken, hemde beni çok mutlu etti.

Sonuçta takımımızın galibiyet golünün benim ayağımdan gelmesi beni son derece mutlu etti.

ELAZIĞSPOR’A İLK YENİLGİYİ BİZ TATTIRMIŞTIK

Yine Kırşehir Ahi Stadı’nda oynanan Elazığspor maçında çok başarılı bir müsabaka çıkardım. O zamanın Elazığspor yenilgi yüzü dahi görmemişti. Rakip takım sahaya adım atar atmaz böyle kalabalık taraftar kitlesini bir arada görmemişti. Maça gelecek olursak, çok iyi bir maç çıkardım diyebiliriz. Karşılaşma 2- 0 galibiyetimiz ile sonuçlandı. Bu karşılaşmada atılan 2 golün asistini ben yaptım. En önemlisi de namağlup Elazığspor’a ilk yenilgiyi biz tattırmıştık. Taraftarlar 2 gol atan futbolcudan ziyade beni yanlarına çağırarak sevgi gösterisinde bulundular. Buda benim hayatım boyunca unutamadığım anılardan bir tanesidir. Bazen arkamı dönüp baktığımda keşke elimizde sihirli bir değnek olsa da o senelere geri dönsek. Maalesef öyle bir şansımız yok. Sadece bu anı olarak ölünceye kadar hafızlarda kalacak.

(Haber-Fotoğraflar: Salih HANÇER/Kırşehir)

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolgesellig.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.