Sapanca Son Nefeste

Spor (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.10.2017 - 00:00, Güncelleme: 28.10.2017 - 00:00 2454+ kez okundu.
 

Sapanca Son Nefeste

Sapanca Son Nefeste Rakiplerimizin puan çıkartmadığı haftada son nefeste aldığımız oksijenle haftayı karlı kapatan taraf olduk. Geçen haftaki yazımda Derincespor müsabakasının kilit müsabaka olduğunu atmış olduğum başlıkla da üzerine basa basa ifade etmiştim. Kilidi açmayı başaramadık, zorladık. Doğru anahtara eriştiğimizde de zaman yetmedi. Alamadığımız üç puana keşke şöyle olsaydı böle olsaydı alırdık demiyor, iyi ki son dakika bulduğumuz golle bir puanı hanemize yazdırdık diyorum. Bülent hoca elindeki kısıtlı kadrodan iki fire vermişti. Serbay’ın kart cezalısı, Kamil’in talihsiz sakatlığı müsabaka boyunca elini kolunu bağlamaya yetecek gibiydi. Acaba maçın dinamikleri değiştiğinde sahaya yeterli müdahale edebilmeyi başarabilecek miydi? Bir oyuncunun bile bu kadar önem arz ettiği bu kısıtlı kadroda 2 oyuncudan yoksun olmak sağlıklı kararlar vermesine engel teşkil edecek miydi? Rakibin ilçemize puansız misafir olması üzerimizdeki baskıyı hafifletecek miydi?  Maç öncesi bir sürü farklı farklı denklemler kuruldu durdu. Tribünler üzerine düşeni yerine getirmiş, stadyum büyük ölçüde dolmuştu. Sahadaki oyuncuların göstereceği azimli mücadele tribünlerin ayaklanmasına yetip artacaktı.  Hakemin çaldığı ilk düdükle kontrolsüzce karşı kaleye doğru yığılma gayretine düştük. Daha ilk dakikalarda bloklarımız arasında devasa boşluklar oluştu. Sahada kim nerede duracağını bir türlü kestiremiyordu. Tüm bu hengamenin içerisinde bir regista beliriverdi. Maçın yeşil çimdeki en güzel koreografisiydi. Mustafa inanılmaz indi kadife bilekleriyle 18’in içerisine. Kalecinin üzerine vurmak yerine, pozisyon aldığı ayağının ucuna doğru bir vuruş yapabilseydi haftanın en güzel golüne imza atmış olacaktı. Bol bol gol vuruşu çalışmak lazım. Savruk sürdürdüğümüz oyunda erken dakikalarda yediğimiz golle kendimize geldik. Derince biraz derli toplu ataklar yapabilseydi ikinci üçüncü golü kalemizde görebilirdik. Kör döğüşüne dönen ilk yarıda kalemizde ikinci golü görmememiz büyük avantajdı. Sahada birçok oyuncumuzun nerede pozisyon alacağını dahi bilmiyor olması doğrusu Bülent Hoca’nın erken yaşta saçlarının daha da kırlaşmasına neden olacak.  Bülent hoca ikinci yarıya risk alarak başladı. Çift forvete döndü. İki boylu poslu oyuncuyla hava toplarında etkili olup topu rakip sahada tutabilmenin adımını attı. Karşılıklı şişirme toplar bir oraya bir buraya havadan süzülürken Bülent hoca puan için bir hamle daha yaptı. 4-4-2 diziliminden 3-5-2 ye döndü. Sarkık liberosunu orta sahaya kadar itti. Mustafa’yı sağ kenar çizgisine Çağrı’yı sol kenar çizgisine çekti. İki stoperimiz sürekli oyunun içine dahil oldu. Sağlı sollu ataklar gerçekleştirmeye başladık. 2 tane yüzde yüzlük gol girişiminden forvet oyuncularımız yararlanamadı. Golün bir türlü gelmiyor olması, tribünlerden çatlak seslerin her geçen dakika artarak yükseliyor olması, mağlubiyetin adım adım yaklaşıyor olması, kenarda yerli yerinde hamle yapabilecek oyuncunun bulunmuyor olması, her türlü imkansızlığa karşın bir de saha içerisinde artan baskının oluşturduğu negatif kütlenin Bülent Hoca’nın enerjisini yerle bir edeceğini düşünürken, Hoca’dan bir hamle daha geldi. Sarkık liberosunu forvete gönderdi. Forvet üçledi, üç uzun hava hakimiyeti olan oyuncuyla.  Takım resmen sahaya yayvan şekilde yayıldı. Rakip savunmadan dönen tüm toplar bizle buluşmaya başladı. Tribünler kenardan yapılan hamlelerin sinerjisiyle birden bire hareketlendi. Bitmiş maç geri geldi. Son beş dakika 90 dakikaya bedel oynandı. Bunalan rakip defans hata üstüne hata yapmaya, biz kazandığımız toplarla rakip kaleye akın akın gitmeye başladık. İçimize çektiğimiz son nefeste beraberliği, dışarı verdiğimiz nefesle galibiyeti kaçıran taraf olduk. Derince içe çekilen bir nefesin dışarı bırakılmasına kadar geçen zaman diliminde adeta ilkbaharla sonbaharı yaşadık. Beraberliğe sevinirken, galibiyeti kaçırdığımıza üzüldük. Oysaki kışın kasvetli anlarını yaşıyorduk. Her şey Bülent Hoca’nın yaptığı hamlelerle birden bire değişiverdi. O kadar baskı altında bu kadar başarılı hamleyi bir düzine halinde intizamlı şekilde yapmayı becerebilen Bülent Belat’ı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Kendisini maç sonrasında sıcağı sıcağına arayarak ayrıca tebrik ettim. İşi oldukça zor. İnanılmaz bir mücadele içerisinde, tarif edilemez. İçinde bulunduğu şartlar mutfakta zerzevat olmadan, malzeme fakirliğinde masaya bir tencere yemek çıkarmak için gayret etmek gibi bir şey. Malzeme fakiri mutfaktan her hafta farklı bir şeyler çıkıyor. Aşçı tüm hünerlerini sergiliyor.  Bu hafta oynayacağımız Adapazarıspor müsabakasını deplasman olarak görmüyorum. İç saha maçı gibi oynamalı, kontrolü ve disiplini elden bırakmadan Sapanca’ya puan ve puanlarla dönmeliyiz. İnanırsanız, başarırsınız. Süper Amatör Küme’de son haftalarda topladığı puanlarla üst sıralara yerleşen Kırkpınarspor’u tebrik ediyorum. Kurtköyspor’un bu haftayla birlikte toparlanma sürecine girmesini temenni ediyorum. Akçayspor lige ağırlığını koymaya başladı. Hacımercanın üzerindeki kara bulutları bertaraf edeceği günleri iple çekiyoruz. Sağlıcakla kalın.  YAZI:ERHAN TANTA

Sapanca Son Nefeste

Rakiplerimizin puan çıkartmadığı haftada son nefeste aldığımız oksijenle haftayı karlı kapatan taraf olduk. Geçen haftaki yazımda Derincespor müsabakasının kilit müsabaka olduğunu atmış olduğum başlıkla da üzerine basa basa ifade etmiştim. Kilidi açmayı başaramadık, zorladık. Doğru anahtara eriştiğimizde de zaman yetmedi. Alamadığımız üç puana keşke şöyle olsaydı böle olsaydı alırdık demiyor, iyi ki son dakika bulduğumuz golle bir puanı hanemize yazdırdık diyorum. Bülent hoca elindeki kısıtlı kadrodan iki fire vermişti. Serbay’ın kart cezalısı, Kamil’in talihsiz sakatlığı müsabaka boyunca elini kolunu bağlamaya yetecek gibiydi. Acaba maçın dinamikleri değiştiğinde sahaya yeterli müdahale edebilmeyi başarabilecek miydi? Bir oyuncunun bile bu kadar önem arz ettiği bu kısıtlı kadroda 2 oyuncudan yoksun olmak sağlıklı kararlar vermesine engel teşkil edecek miydi? Rakibin ilçemize puansız misafir olması üzerimizdeki baskıyı hafifletecek miydi?  Maç öncesi bir sürü farklı farklı denklemler kuruldu durdu. Tribünler üzerine düşeni yerine getirmiş, stadyum büyük ölçüde dolmuştu. Sahadaki oyuncuların göstereceği azimli mücadele tribünlerin ayaklanmasına yetip artacaktı. 

Hakemin çaldığı ilk düdükle kontrolsüzce karşı kaleye doğru yığılma gayretine düştük. Daha ilk dakikalarda bloklarımız arasında devasa boşluklar oluştu. Sahada kim nerede duracağını bir türlü kestiremiyordu. Tüm bu hengamenin içerisinde bir regista beliriverdi. Maçın yeşil çimdeki en güzel koreografisiydi. Mustafa inanılmaz indi kadife bilekleriyle 18’in içerisine. Kalecinin üzerine vurmak yerine, pozisyon aldığı ayağının ucuna doğru bir vuruş yapabilseydi haftanın en güzel golüne imza atmış olacaktı. Bol bol gol vuruşu çalışmak lazım. Savruk sürdürdüğümüz oyunda erken dakikalarda yediğimiz golle kendimize geldik. Derince biraz derli toplu ataklar yapabilseydi ikinci üçüncü golü kalemizde görebilirdik. Kör döğüşüne dönen ilk yarıda kalemizde ikinci golü görmememiz büyük avantajdı. Sahada birçok oyuncumuzun nerede pozisyon alacağını dahi bilmiyor olması doğrusu Bülent Hoca’nın erken yaşta saçlarının daha da kırlaşmasına neden olacak. 

Bülent hoca ikinci yarıya risk alarak başladı. Çift forvete döndü. İki boylu poslu oyuncuyla hava toplarında etkili olup topu rakip sahada tutabilmenin adımını attı. Karşılıklı şişirme toplar bir oraya bir buraya havadan süzülürken Bülent hoca puan için bir hamle daha yaptı. 4-4-2 diziliminden 3-5-2 ye döndü. Sarkık liberosunu orta sahaya kadar itti. Mustafa’yı sağ kenar çizgisine Çağrı’yı sol kenar çizgisine çekti. İki stoperimiz sürekli oyunun içine dahil oldu. Sağlı sollu ataklar gerçekleştirmeye başladık. 2 tane yüzde yüzlük gol girişiminden forvet oyuncularımız yararlanamadı. Golün bir türlü gelmiyor olması, tribünlerden çatlak seslerin her geçen dakika artarak yükseliyor olması, mağlubiyetin adım adım yaklaşıyor olması, kenarda yerli yerinde hamle yapabilecek oyuncunun bulunmuyor olması, her türlü imkansızlığa karşın bir de saha içerisinde artan baskının oluşturduğu negatif kütlenin Bülent Hoca’nın enerjisini yerle bir edeceğini düşünürken, Hoca’dan bir hamle daha geldi. Sarkık liberosunu forvete gönderdi. Forvet üçledi, üç uzun hava hakimiyeti olan oyuncuyla. 

Takım resmen sahaya yayvan şekilde yayıldı. Rakip savunmadan dönen tüm toplar bizle buluşmaya başladı. Tribünler kenardan yapılan hamlelerin sinerjisiyle birden bire hareketlendi. Bitmiş maç geri geldi. Son beş dakika 90 dakikaya bedel oynandı. Bunalan rakip defans hata üstüne hata yapmaya, biz kazandığımız toplarla rakip kaleye akın akın gitmeye başladık. İçimize çektiğimiz son nefeste beraberliği, dışarı verdiğimiz nefesle galibiyeti kaçıran taraf olduk. Derince içe çekilen bir nefesin dışarı bırakılmasına kadar geçen zaman diliminde adeta ilkbaharla sonbaharı yaşadık. Beraberliğe sevinirken, galibiyeti kaçırdığımıza üzüldük. Oysaki kışın kasvetli anlarını yaşıyorduk. Her şey Bülent Hoca’nın yaptığı hamlelerle birden bire değişiverdi. O kadar baskı altında bu kadar başarılı hamleyi bir düzine halinde intizamlı şekilde yapmayı becerebilen Bülent Belat’ı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Kendisini maç sonrasında sıcağı sıcağına arayarak ayrıca tebrik ettim. İşi oldukça zor. İnanılmaz bir mücadele içerisinde, tarif edilemez. İçinde bulunduğu şartlar mutfakta zerzevat olmadan, malzeme fakirliğinde masaya bir tencere yemek çıkarmak için gayret etmek gibi bir şey. Malzeme fakiri mutfaktan her hafta farklı bir şeyler çıkıyor. Aşçı tüm hünerlerini sergiliyor. 

Bu hafta oynayacağımız Adapazarıspor müsabakasını deplasman olarak görmüyorum. İç saha maçı gibi oynamalı, kontrolü ve disiplini elden bırakmadan Sapanca’ya puan ve puanlarla dönmeliyiz. İnanırsanız, başarırsınız. Süper Amatör Küme’de son haftalarda topladığı puanlarla üst sıralara yerleşen Kırkpınarspor’u tebrik ediyorum. Kurtköyspor’un bu haftayla birlikte toparlanma sürecine girmesini temenni ediyorum. Akçayspor lige ağırlığını koymaya başladı. Hacımercanın üzerindeki kara bulutları bertaraf edeceği günleri iple çekiyoruz. Sağlıcakla kalın. 
YAZI:ERHAN TANTA

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bolgesellig.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.